8/29/2013

Günce

Son iki günü Sebastian ile geçirdim sayılır. Bir haftadır görüşmüyorduk. Genelde Çarşamba ve Perşembe günlerini bir şekilde birbirimize ayırmaya çalışıyoruz.
Dün sabahın köründe trene binip yanına gittim. Birlikte kahvaltı ettik ilk önce.


Kahvaltıdan sonra her zaman ki gibi yeşil çayını demledi Sebastian ve bende ders çalışırken çay içtim. Üniversite sınavlarından bir tanesinden kaldığım için Sebastian bu sefer sıkı çalışacaksın deyip beni şimdiden çalıştırmaya başladı. Görüştüğümüz günlerde muhakkak iki saat boyunca program yazıyorum.




Bu gün gittiğimde pek bir uykuluydu. Uyanana kadar bir hayli zaman geçti. Sonra annesi mutfakta öğle yemeğini hazırlamaya başlamıştı ve bende biraz yardımcı oldum.
Bu arada bildiğimiz peyniri una ve kekike bulayıp tavada hafif yağda kızarttı. Tadı çok güzeldi. Bundan sonra bende yapacağım.


Sonra bahçede ki masayı kurup hep birlikte yemek yedik. Sebastian'in kardeşi Max'ta bu gün okuduğu şehirden ziyarete gelmişti. Masada bol bol sohbet ederek yemeği geçirdik. Ondan sonra biraz daha ders çalışıp eve döndüm.



8/27/2013

off :(

Eski sevgilim twitter den beni takip ediyor. Yazdigim blog yazilarini okuyup sonrada twitterden yorum birakiyor.
Ne yapsam ki? Blok da cekmek istemiyorum. Off :(

8/26/2013

Kaseti geri saralım

Siz daha bunu okumadiniz mi? Tikla oku

Günlük

Hey blogcanlar,
size bir sorum var. Şimdi ben buraya yazdığım yazılar hariç birde günlük tutuyorum. Daha doğrusu eskiden tutuyordum, ne zamandır tutmuyorum. Karar verdim de, yeniden tutmaya başlayacağım. Merak ettiğim bir konu ise, siz şimdi eğer bir günlük tutuyorsaniz/tutarsanız her iki sayfasına yazı yazarmisiniz? Tıpkı böyle.


Yoksa sol sayfayı boş bırakıp sağ sayfasına mi yazarsınız? Tıpkı böyle.


Görseller alintidir.

8/24/2013

Popon yer alsin

Leman kadın aniden çıkar gelir. Kendisini severim aslında ama bazen ne dediğini bilmez. Bazen cinlerimi tepeme çıkarır.
Aniden çıkıp gelmesini de sevmem. Her gördüğünde kendi işini gördürmesini de.
Şimdi yine çıktı geldi. Daha içeriye adımı bile atmadı 'hadi bana bir çay köy, varsa' dedi.
Senin bunu bana söylemen gerekmiyor ki. Ben sana çay koyup koymayacagimi bilirim. içeriye gir be kadın, bir popon koltukta yer alsın.
Sinirlendim kusura bakmayın.

8/22/2013

Başlık yok lan

insanın sevmediği ot burnunun dibinde bitermiş. Bizimkisi de o misal :) Bu cümleme herkes istediği anlamı yükleyebilir. Bir dizi de vardı: 'Ben lafımı ortaya koydum, isteyen istediğini alır' kiki.

8/15/2013

Firinda patates, Flammkuchen ve Sevdicek

Bu gün kalkıp sabahın köründe, kargalar mokunu yemeden sevdicegimin yanına gittim. Birlikte kahvaltı ettik ondan sonrada bana yine ders çalıştırdı. Bir yandan da kendi tezini yazdı.
Sonra saat üçte çok şirin bir kafede Jan ve Isabel ile buluştuk ve iki saat oturduk.
Tatile girdiğimden beri onları görmemiştim, dün akşam buluşmuşlardı zaten fakat benim fırsatım yoktu, o yüzden bu gün buluşalım dedim.
Sonrada trene atladığım gibi evime döndüm.


Bu aralar az biraz kilo vermenin cabasindayim. Telefonuma bir uygulama indirdim. Günde kaç kalori alabilecegimi hesapladı kendileri ve karbonhidrat almamaya bakıyorum. Kafede ne yiyecegimi düşündükten sonra fırında kızarmış patatese karar verdim. Eve dönünce de balık kizarttim tavada.
Azimliyim, yavaş yavaş bir şekilde vereceğim bu kiloları.

Sevdicekte bunu yedi. Almancası Flammkuchen. Fırında çok ince açılmış bir hamur ve üzerine istediğiniz malzemeyi koyuyorlar. Benim sevdicek vejeteryan olduğu için bol sebzeli olanını seçti.


Hadi kalın sağlıcakla.

8/13/2013

Küçük dağları ben yarattım


Bazı bloggerler var ki burunlarından kıl aldırmıyorlar. Dersin küçük dağları onlar yarattı. Takibe alıyorsun, severek okuyorsun. Bir konuda yorum bırakıyorsun. Geri dönmek yok. Bilmiyorum ben burada yapılan yorumlara tek tek cevap veriyorum.
Yazdığım yorumlara cevap gelip gelmediğini kontrol edebileyim diye email ile abone oluyorum.
Sonuçta burada içimizi dökmek için yazı yazarken, birilerinin okuyup bize yorum olarak geri dönmesi hepimizi mutlu ediyor, kimse kimseyi kandırmasın.
Yazdıklarımız ile kimseye ulaşmak istemesek, günlüğe, defterlere yazmaya devam ederdik.
Tabi bin kişiden fazla takipçisi olan ve hepsinden yorum alan bir bloggerın tek tek herkese cevap veremeyeceği ortada fakat birine bile cevap vermez mi insan?
Hadi oradan hasbam. Bye bye.

Görsel alintidir.

İki dilim baklava

Bu gün Sebastiana iki dilim baklava götürmüştüm. Malum bayram öncesi kendi ellerimle açıp serdigim baklavayı yesin istedim. Geçen senede götürmüştüm, sevmişti.
Bu gün baklavayı verdiğimde 'sen kilo veriyorsun bana tatlı getiriyorsun' dedi gülümseyerek.
'Sadece iki dilim. Bir şey olmaz' dedim.
Eve döndüğümde nete girdim. Bana 'baklava çok güzelmiş, perşembe gelince tekrar getirirmisin?' diye sordu. Canım ya. Götürmem mi hiç?
'Sonra senin yüzünden kilo alıyorum demek yok ama' dedim.
'İki dilimden bir şey olmaz' dedi. :)

8/08/2013

İyi bayramlar blogcanlar


İyi bayramlar blogcanlar, daha nice mutlu huzurlu bayramlarda ve her zaman güzel yorumlar ve yazılarda bir arada olmak dileği ile ...

8/05/2013

Nature One lan :) Vol.2

Bunuda oku bence

Bu aralar cep telefonumu geceleri sessize almıyorum. Ne olur ne olmaz, birisi arar yada herhangi birşey olur sessizde iken duyamam diye sessize almıyorum.
Sahura kalkıp yattıktan iki saat sonra Sebastian'dan bir mesaj geldi. Beyefendi Nature One festivalinde güneşin doğusunu çekip bana göndermiş. Şu fotoğrafın güzelliğine bakın. Herkes ayakta ayrıca.



Sonra bir kaç tane daha fotoğraf aldım. Ben Sebastian'nin bu huyunu çok seviyorum. Ne şekilde olursa olsun, saatlerce haber etmese bile bir fotoğraf göndererek benimde sanki orada olmamı sağlıyor ve bir şekilde o ani benimle paylaşıyor.



Bu arada dün bahsettiğim gibi bugün biz annem ve kardeşim ile bayram için baklava açtık. Twitter'de de yazdığım gibi 'Eskiden kadınların işi gücü yokmuş, baklavayı bulmuş. Ömürden 6 saat gitti mk'
Evet kusura bakmayın ara sıra bende küfürlü tweetler atıyorum. Çok yoruldum.



Bu günde böyle bitti işte. Hadi kalın sağlıcakla.

8/04/2013

Nature One lan :)

Almanyada her sene bir kerelegine mahsus tüm bir haftasonu Nature One festivali var. Hiç duydunuz mu bilmem ama Trance müzik tarzını sevenlere harika bir olanak.
Eskiden sağcıların kullandığı ve boş duran bir arazide bir kaç sahne kuruluyor ve 3 gün boyunca hiç durmadan müzik çalıyor, sahneye DJ'ler çıkıyor vs. İsteyen bir bölümde bulunan çadırlarda yatıyor, isteyen arabasında uyuyor. Benim ki her sene gidiyor oraya. Malum Trance müzik hayranı. Eskiden pek sevmezdim bu müzik turunu de, şimdi bende ara ara dinler oldum. Çok ağır olmadığı sürece beğenerek dinliyorum.
Dün akşam benimkine, kendine dikkat et oralarda diye bir mesaj attıktan sonra beyefendiden bulunduğu yerin fotoğrafı geldi yine mesaj ile.


Baksanıza gecenin bir vakti o kadar insan, renkli bir alanda eğleniyor. Geçen sene gittiğinde bende geleceğim demiştim ama bu sene ramazana denk gelmesi biraz bozdu planlarimi. Ayrıca benimki orada sabahlıyor, anneme babama ne diyecektim ki? Ben Nature One'a gidiyorum haberiniz olsun. Annem kafayı yerdi herhalde :)

Bu arada Coca Cola Almanyada bir kampanya başlatmış, bu sabah çarşıya gittiğimde gördüm. Şişelerin üzerine isim bastırıyorlar.
Türkçe isimleri bulmak zor tabiki ama Dilara, Aylin ve Alarayi gördüm.
Birde baktım ki enistenizin de adı yazıyor. Hemen fotoğrafını çekip benimkine 'Coca Cola için reklama mi başladın' diye bir mesaj. Gülüştük tabi ki.


Eve döndükten sonra Coca Colanın sayfasına girip şişelere baktım. İstersen adını bastırıp evede göndertebiliyorsun. Vay Colacik vay, ilk adımı listesine bulamadı ama ikinci adımı kabul etti şapşal. Böyle ilginç bir gün geçirdim işte.
Yarın bendeniz annem ile saatlerce baklava açacağım. Biz baklavamizi her sene kendimiz yaparız. Tadından da yenmez hani. Gerçi bu sene pek kimseler gelmez. Herkes Türkiye'de.



8/02/2013

Kisa Kisa - Vol.3

+ Yoğunluktan şikayet etmiştim + Bir türlü fırsatı bulupta arkadaşlarımla iftara gidemedim. Çok geç oluyor bu sene.

+ Beklediğim sınav sonuçları hala çıkmadı. Profesörler tatile gitti tabi, biz öğrenci kişisi bekleye dursun.

+ Kaldığım bir sınav vardı. Enisteniz şimdi bana ders veriyor bu konuda. Canımı çıkarıyor vallahi.

+ Annemle babam 10 yıl sonra izine gitme planı yapıyorlar. Tüm Eylül ayı ev benle kardeşime kalacak herhalde.

+ Bu arada kardeşim aşk acısı çekmeye devam ediyor ve ben oğlanı gördüğüm yerde gebertmekten korkuyorum.

+ Tüm hafta çalıştım. Çok yorgunum. İnsanlar ile uğraşmak bazen çok zor.

+ Bu gün iftara ne yapsam diye düşünüyorum. Dünden kalma pilav ile et var ama hiç değilse bir çorba yapayım diyorum, ha ne dersiniz?

+ Blogumu biraz ihmal etmiş gibi oldum ama burası benim sevgi blogum oldu. Sevgili ile haftada tek görüşünce, bu görüştüğümüzde de ders calistirinca, ramazan olduğundan dolayı başka bir faliyet olmadığından boş kaldı buradan.
Sizde boş kalmasın diye benim zirvaliklarimi okudunuz.
Hadi eyvallah.

Kisa Kisa Vol.2